9 Mart 2009 Pazartesi

i-deco 09’nun ardından...

7 Mart Cumartesi günü i-deco’da seminer vermek üzere İstanbul’a gelen Ron Kemnitzer’i dinlemek için CNR’daydım. Biraz erken gidip, geçen yıla göre bir farklılık var mı diye fuar alanını geziyim istedim. Ama gördüm ki, iyi niyet söz konusu olsa bile uygulama yine yetersiz.



Mobilya, ev tekstili ve aksesuar firmaları bir yerde, “IDEAS” olarak ayrılan ürün tasarımcıları başka bir alanda yer alıyordu. Artık kriz mi ilgisizlikten mi, özenilmiş bir çalışma duygusunu hissedemedim. Aynı bölümde, sadece Koleksiyon özel bir stand yaptırmıştı. Simsiyah bir zemin üzerinde ürünler hiçbir şekilde ayrışmıyordu. Tek fark edilen en dipte ve köşede olmasına rağmen Nordist standı idi. Acaba “tasarım dünyasına nice isim sunan Kuzeyliler bu işi bilmiyor da biz mi biliyoruz?” diye düşünmeden edemedim.



Sunumlar ise aynı salonda ortada, bayağı interaktif şekilde yapılıyordu. Gezenlerin telefon konuşmalarından tutun da çocuk bağrışmalarına kadar herşeye rağmen konsantre olup dinlemeye çalışıyorsunuz. Üstelik, toplasanız izleyici mevcudiyeti 30 kişiyi geçmez. Keşke, seminerler, şehir merkezinde bir üniversitede yapılsa, en azından öğrencilerin katılımı sağlanabilse ya da i-deco, Tasarım Haftası’na denk getirilerek bir çarpan etkisi yaratılabilse.



Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Ron Kemnitzer 1 saat süren ve içeriği yoğun bir sunum yaptı. Konuşmasına IDSA Başkanı olmadığını söyleyerek başlayan Kemnitzer, Villa Tosca Design Management Center ile birlikte geliştirdikleri metodolojiden ve trend raporundan bahsetti. Mimari, moda ve ürün tasarımı olmak üzere üç başlıkta hazırlanan rapor, devamlılığını koruyan ya da parlayan akımların örneklerini zengin görsellerle özetledi.

Kemnitzer, trendlerden bahsediyorken cuma günü sunum yapan Nokia Tasarım Direktörü Eero Miettinen’in bir sözüne de değindi. Pahalılığından dolayı Finlandiya’daki her evde Alvar Aalto koltuklarının olmadığını belirten Miettinen, yine de evlerin Aalto’dan esinlenen ürünlerle döşendiğini söylemiş. Böylece Kuzey Ülkelerinin tasarımını dünyaya yayan perakende devi IKEA’nın ne yaptığını da tek cümleyle özetlemiş oldu.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Sayın Aslı Ayşen Aydın,

Ben Nord-ist firmasından İbrahim Geçer.

i-deco etkinliği hakkındaki yazınızda firmamız ile yaptığınız olumlu yorum için teşekkürler. Öte yandan, etkinliğin (fuar demek içimizden gelmiyor!) iyi niyetinin yetersizliği konusunda bizde sizin gibi düşünüyoruz.
Bu şartlar altında 2010 yılında gerçekleşmesi zor gibi görünüyor olsa etkinliğin daha etkil ve verimli bir havada gerçekleşmesi için hazırladığımız kısa bir öneri listesini fuar yönetimine 20 Mart 2009'da sunacağız.
Eğer sizde bu öneri listesine katkıda bulunmak isterseniz, bize önerilerinizi gönderebilirseniz memnun oluruz.
Aslında konsept olarak bir boşluğu doldurduğuna inandığımız i-deco'yu yaşatmak için, organizasyonu yapanları uyarmak ve yönlendirmek faydalı olabilir.
Değerli önerilerinizi bekliyoruz.

İbrahim Geçer

Aslı Ayşen Aydın dedi ki...

İbrahim Bey, bu projelerin surdurulebilir olmasi gerektigine kesinlikle katiliyorum. eger "asliaysen@gmail.com" adresine 1 mesaj gonderebilirseniz fikirlerimi paylasmak isterim.

sevgilerimle,