6 Temmuz 2009 Pazartesi

Yaratıcı ekonominin besini kültürlerimiz...

Daha 5 yıl önce hakkında sayısız kitap yazılan bilgi ekonomisi yerini yaratıcı endüstriler (yaratıcı ekonomi) kavramına bırakıyor. 1990’ların sonunda ortaya atılan bu kavram mimari, reklam, sanat, tasarım, moda, sinema, fotoğraf, müzik, performans sanatları, yayıncılık ve yazılımı (bilgisayar oyunları dahil) kapsarken ekonomide yarattığı büyüklük Birleşmiş Milletler’in 2008 Ekonomi Raporu’nda da yer alıyor.


Chicago Millenium Park

Deneyimin öne çıktığı, sanatın elit tabaka himayesinden alınıp kamunun da ilgi alanına dahil edilmeye çalışıldığı projeler yükselişte. Mesela, kamu sanatı salt sanat olmaktan öte eski alanların yeniden canlandırılma projelerinde ya da yeni kurulan yerleşim alanlarının daha kültürel ortamlar olarak konumlandırılması için çokça tercih edilen bir yaratıcı ekonomi alanı.


Pink Floyd - Animals

İngiltere’deki Futurecity de kurulduğu 2001 yılından bu yana gerçekleştirdiği 100’e yakın proje ile ülkedeki dönüşümü şekillendiren önemli kültür ajanslarından. Kurucu Mark Davy, “eğer sanatın daha fazla ciddiye alınmasını istiyorsak günlük hayatımızın içine yerleştirilmeli” diyor. Son dönemde kendilerini en heyacanlandıran proje de, Londra’nın en eski enerji santrallerinden Battersea’nin dönüşümü. Projesini ünlü mimar Rafael Vinoly’nin yaptığı çalışma gerçekleştiğinde Wandsworth Bölgesi, karbonsuz yepyeni bir yaşam alanına ve ticari çekim merkezine kavuşacak.

Futurecity’nin en taze projesi ise sanatçı Peter Newman ile başlattıkları Skystation. Le Corbusier’nin LC4 koltuğundan esinlenerek yapılan dairesel heykelle asıl ulaşılmak istenen İngiltere’deki 100 noktaya bu interaktif oturma banklarından yerleştirerek farklı bir deneyim yaşatmak. İlk sipariş, Cambridge’ten gelmiş bile, yolunuz Londra’ya düşerse 14 Eylül’e kadar Southbank’teki Hayward Gallery’nin de önünde görebilirsiniz.



Bizden bir proje ise British Council’in önderliğindeki My City. Avrupa Birliği Kültürel Köprü Programı çerçevesinde kıtanın önde gelen 5 sanatçısı İstanbul, Çanakkale, Konya, Mardin ve Trabzon’un kendilerinde bıraktığı izlenimler doğrultusunda eserler hazırlayıp, halka açık alanlarda sergileyecekler. 2010’da tamamlanacak proje kapsamında Türk sanatçılar da eserlerini Avrupalı sanatseverlerin beğenisine sunacak.

Hiç yorum yok: