8 Temmuz 2009 Çarşamba

Kim demiş komşuluk öldü diye?

Kriz nedeniyle daha da güçlenen trendler arasında paylaşma, temellere geri dönüş, yerel ve doğal olanı tercih etme yer alırken son dönemde önem kazanan diğer bir konu da etik ticaret...



Yukarda yer alan tüm başlıkları kapsayan konu ise, süper süpermarketler yerine kooperatif mantığında daha mütevazi yapıların hizmet vermesi. Örneklemek gerekirse, pazar günleri Kasımpaşa’da kurulan Kastamonu-İnebolu pazarının, İstanbul’da market açtığını düşünün. Pazarın müdavimlerinden bu işe hevesli insanlar birlik kursa ve alışverişini haftalık değil, canları her istediğinde yapmak isteyenlere yönelik hizmet vermek isteseler oldu bu iş.

Mesela, İngiltere’deki kooperatiflerin işleyişine baktığınızda kimi üyelik sistemiyle çalışıyor, kimi kamyona doldurduğu ürünlerini her gün farklı bir durakta satıyor. Diğer taraftan teknoloji dostu Japonlar web üzerinden market alışverişine yönelik topluluklar kurarken hem tasarruf ediyor hem de sosyalleşiyorlar. Amerikalılar ise sadece alışverişi değil haftalık yemek yapma işini bile komşularıyla bölüşüyorlar.



Uçuruma yaklaştığını gören bir kayığın düşmemek için kendini kurtarmaya çalışması pek kolay olmasa gerek. Yine de endüstrilerin ya da büyük şirketlerin yıllarını vererek pompalattığı tüketim alışkanlıkları yerini (hızlı olmasa da) yenilerine bıraktığı gibi bunun için bilinç yaratmaya çalışan toplulukların çalışmaları ilgi görüyor.

Hiç yorum yok: