3 Haziran 2009 Çarşamba

Türk kültürü ve sosyal ağlar...

Dün Boğaziçi Üniversitesi’nde, Berkeley Haas School’dan Prof. Naeem Zafar’ın inovasyon ve girişimcilik üzerine verdiği seminerdeydim. Prof. Zafar, ilk bölümde inovasyonun önemli unsurlarından bahsederken (her ne kadar ağırlıklı bilgi teknolojilerini merkezi olsa geldiği yer olan) Silikon Vadisi’ni örneklendirdi. Seminere katılanların çoğu da, sıralanan bu maddeler içinde en fazla aşağıdaki 2 unsurun ülkemizde aşılamadığından bahsetti.



1. İşbirliği kültürü: Herhangi bir toplantıda yeni birisiyle tanışırken ya da kahve dükkanında mola verdiğiniz sırada kulak misafir olduğunuz grubun sohbetine dahil oluyorken ne iş yaptığınızı tek cümleyle ve de kıvırmadan özetlemek çok önemli. Çünkü bu sohbet sırasında mutlaka sorularınıza yanıt bulabileceğiniz birilerine yönlendirilirsiniz.
2. Motivasyon unsurlarının çakışması: Vadi’de o kadar çok özel ilgili alanına yönelik sosyal grup var ki yine bu toplantılar sayesinde bir sürü soru kolaylıkla ve de ücretsiz karşılanabilir (fikirlerin geliştirilmesi, fikir için ön araştırma yapılması, çevrenin genişletilmesi, vs).



Gerçekten de kendi kültürümüze baktığımızda kaçımız fikrimizi şekillendirmek üzere paylaşımcı ve girişizkeniz? Tanıdığımızı zannettiğimiz kişilerden bizim için bir kapı aralamasını istediğimizde ne kadar yardım görüyoruz? Ya da daha tecrübeli olan kişilerin sadece görüşlerini almak istediğimizde randevu için olumlu yanıt alabiliyoruz? İlle birlik, dernek, vakıf değil, kaçımız sosyal grup kurup, sorularımıza çözüm bulmaya ve fikirleri yeşertecek ortamlar yaratmaya çalışıyoruz?

“İnovasyonun ekosistemi ve Türk kültüründe karşılaşılan sorunlar” güzel bir tez konusu başlığı! İnovasyonun yeşermesini engelleyen kültürümüze ait bu ön yargıları tespit edecek ve çözüm önerilerini içeren bir araştırma, en azından başlangıç noktası olur.

Hiç yorum yok: