22 Ocak 2009 Perşembe

İnovasyonun açığı kapalısı mı olur?

Kesinlikle hem açığı hem kapalısı birarada olur. “Crowdsourcing” diye bahsettiğimiz kavramın kökenini, ilk kez 2003 yılında UC Berkeley Haas School of Business’ın hocalarından Henry Chesbrough işlemiş. “Şirketler, geliştirdikleri yenilikleri daha fazla sır olarak saklayamazlar. Şirketler için başarıya giden yol, müşterilerini, çalışanlarını hatta rakiplerini biraraya getirebildikleri açık bir platform geliştirerek olur.”



İşte aynı Chesbrough önderliğinde şimdi de üyelik sistemine dayalı, Coca Cola, Kraft ve Philips gibi 32 süper kurumun üst yöneticilerinden oluşan Berkeley Innovation Forum kuruldu. Grup yılda 2 kez dışarıya kapalı şekilde toplanıyor ve sektörler arası bilgi paylaşımında bulunuyor. Grup, sadece kendilerine özel bir sistemle sanal dünyada da iletişimlerine devam ederken, yıllık üyelik bedeli olarak 10.000$ ödüyor. Şimdiki gündem maddeleri de, yeni fikirleri daha iyi sağabilmek için şirketlerle üniversitelerin arasındaki iletişimi nasıl kuvvetlendirebilecekleri üzerine.



Tam da bunun üzerine, Business Week’te yayınlanan haber, bu ve benzeri oluşumlarla daha çok karşılaşacağımızın sinyalini veriyor. Çin hükümetinin girişimi doğrultusunda, Cambridge ile Tsingua Üniversiteleri bilim ve teknolojide inovatif açıdan devrim yaratacak araştırma-geliştirme konuları üzerine güç birliği yapmak için adım atıyor. Halihazırda Cambridge Üniversitesi, Kodak, Nokia, Unilever ve P&G’nin de içinde olduğu 30 şirketle işbirliği yapıyor. Yeni anlaşmayla Cambridge’in bugüne kadar elde ettiği icra gücü, Çin pazarına yayılmasıyla daha da kemikleşecek.

Kimileriniz için çok iyimser bir düşünce gelebilir ama bizim üniversitelerimizin ve kurumlarımızın da tren kaçmadan, bu fırsatları takip etmesinde ve harekete geçmesinde fayda var.

Hiç yorum yok: