8 Ocak 2009 Perşembe

Güzelim, güzelsin, güzel...

2008’in son gününü yeni yıl için güzel dileklerde bulunarak kapatmıştım. Son 3-4 aydır gündemden inmeyen ekonomik krizin bünyemizde yarayatacağı olumsuz etkilere karşı işte size bu yılın güzellik, yiyecek ve spor trendleri...

Dış güzelliğin ne yediğimiz ve içtiğimizle birebir alakalı olduğunu daha önce paylaşmıştım. Somon, badem, “berry” uzantılı her meyve, brokolinin yanı sıra hem balık hem de zeytinyağının faydalarını artık herkes iyi biliyor. Ancak öncelikle yoğurtlarla birlikte tanıştığımız can dost probiotikleri kozmetik ürünlerde daha sık görmeye başlayacağımızın altını kalın hatlarla çizebiliriz. Mintel’in açıkladığı trend araştırmasına göre yaşlanmaya karşı etkili olan ve Japonlar tarafından 5 yıl önce keşfedilen mucizevi meyve “acerola” özlü kozmetik ürünler daha fazla kitleyle buluşacak. Yani 1-2 yıl önceki nar yerini acerolaya bırakacak gibi görünüyor. Bu arada baobablı meyve suları ya da enerji barları çoğalacak (tabii önce yurtdışında sonra bizde :=)



Kriz, ev yapımı herşeyin (ister kozmetik, ister yemek) öne çıkacağını basbas bağırtıyor. Bu yüzden balkonunuz müsaitse ya da varsa bahçenizde salata için gerekli olan malzemeleri yetiştirmeye başlayabilirsiniz. Ama yurtdışında Thai mutfağı popülerliğini yavaş yavaş Peru’ya bırakacak deniyor. Mojito ve Caipirinha'nın tadını bilenler için yeni tad Pisco Sour olabilir.



Peki, ya spor? Vücuda ciddi esneklik kazandıran yoga, pilates, alternatif egzersiz programları derken tekrar temellere dönüleceği öngörülüyor. Özellikle uzun ve stresli çalışmanın sonucunda belimize (hem karın hem de sırt) daha çok dikkat etmemiz gerekeceği belirtiliyor. Biliyorum, baklavaları oluşturmak (6-Pack Abs) hiç de kolay değil. Ama eve bir tane Swissball alırsanız (malum kriz :=), bir de CD/DVD, ufak ufak beden yatırımınıza da başlayabilirsiniz. Spor merkezlerini tercih eden ama zaman sıkıntısı çekenlere yönelik ise füzyon derslerin, mesela Yogalates, Spin-Yoga, Cardio-Salsa artacağı belirtiliyor.

Hiç yorum yok: