22 Ekim 2009 Perşembe

Deneyim için sokağa çık!

Yeni çağ, deneyim çağı. hedef kitlelerine farklı deneyimler yaşatmaya sadece tasarımcılar ya da kurumlar uğraşmıyor, sanatçılar konser ya da gösterilerinde salt müzikten öte detaylar sunuyor, alternatif festivaller sanat ve bilimin çakıştığı "hadi canım!" dedirten projeler çıkarıyor... Üstelik, izleyici edilgen konumundan çıkıp projenin bir parçası haline geliyor.


Sarkuysan Binası © Banu Beysungu

Mesala, 10 Ekim’de Galata’da düzenlenen “Guerilla Lighting” naif tarzıyla hem deneyim hem de tasarım açısından etkinliği izleyenlere farklı bir gece yaşattı. Şişhane ve Galata’da toplanan kalabalık projektörlerle ışık oyununa katılmadı ancak estetik koşullar gözetilmeden ışıklandırılan mekanlar bu geceye özel farklı aydınlatıldı ve tekrarı olup olmayacağı bilinmeyen o dakikalara katılımcılar fotoğraf makineleri ya da cep telefonlarıyla şahitlik etti.

Canadian Center for Architecture ise geçen yıldan beri devam eden sergisi ile çağdaş şehirlerde yaratılan 99 olumlu değişikliği biraraya getiriyor. Yürümek, bisiklete binmek ya da oyun gibi aktivitelerin yanı sıra yaşadığımız alanların mimar, sanatçı ya da kolektif oluşumlarla nasıl farklı bir anlam kazandığını örnekliyor. Kısaca bu deneysel uygulamaların şehir hayatında ve yaşayanlar üzerinde nasıl bir etki yarattığını gösteriyor. Sergi Kanada’nın ardından Mart 2010’a kadar Chicago’da.


© KMA

İngiliz medya sanatçıları Kit Monkman ve Tom Wexler’den oluşan KMA'in projeleri de halka açık alanlarda insan ve ışık etkileşimi üzerine. En son projeleri ise 29 Ekim-1 Kasım arasında İngiltere’nin 3 şehrinde aynı anda düzenlenecek "Streetgames". Nasıl mı? Halka açık bir yerde zemine ışık yansıtılarak bir oyun alanı yaratılacak. Toplam 10 dakika sürecek oyunda oyuncular yerdeki toplara dokunarak bir yerden bir yere taşıyacaklar. Ancak ortada ne fiziken top var ne de sahanın sınırları çizili. insanların bedensel hareketleri oyunu da şekillendirmiş olacak.

Günümüzde hiçbir şeyin sınırı belli değil. Eskiden parkları olmayanlar oyunlarını sokak aralarında oynardı. Şimdi ise ne oyun oynamak için özellikle parka gitmeye gerek var ne de oyun sadece çocuklara özel. Şehir, 7’den 70’e her birey için hem yaşam hem çalışma hem de oyun alanı.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Şehirlerinde kültürü gelişiyor. [tasarımcıların sayesinde]İnsana, insanlarına farklı bir bakış açısı, yaşam alanı getiriyor. Peki İstanbul için durum nedir? Sizce buna hazır mı / hazır mıyız? İngiltere'deki bir sözünü ettiğiniz oyunu henüz şehrimde düşünemiyorum çünkü.

Gökhan

Aslı Ayşen Aydın dedi ki...

Evet, hazırız! Üstelik geç bile kalıyoruz. Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul'un kaç vatandaşı bu konudan haberdar, bu değeri sahipleniyor ya da buna dahil edilmek üzere davet ediliyor? Hem halı saha bağımlılığı kültürümüzde var :)

Adsız dedi ki...

Ben haberdarım. T-Shirt bile giyiyorum. :)) [korsan değil]Üstelik halı saha bağımlılığım da yok. Fakat bu şehrin insanı bence buna hazır değil. Neden değil? Çünkü böyle bir bakış açısı yok. Londra da bu tip eylemleri sakince, sorunsuzca, maximum katılımla, saygı çerçevisi içinde yapılabileceğini düşünüyorum. Fakat bunu bir Taksim'de denediğinizde hemen yanı başında [cd var abii cd] seslerini duyar gibiyim. :)) İşte bu bizim bakış açımız.

- gel abi gel geeelll, en son kitaplar burda :))

Gökhan

Aslı Ayşen Aydın dedi ki...

Hiçbirimiz cep telefonuna, internet kullanımına alışkın değildik ama görüp, bakıp, özenip bu noktaya geldik. Ya da metrodaki yürüyen merdiveninin sol tarafını boş bırakmayanlar yavaş yavaş öğrenmeye başladı. Bir gün de değişim zaten mümkün değil, yılların birikimi var ama medeniyet seviyemizi yükseltmek ya da statüler arasındaki farkı aşağı çekmek istiyorsak bir şekilde başlamamız lazım.

Adsız dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum. Bir yerden, küçükte olsa başlaması gerekli. Hiç Londra sokaklarında CD var diyeni görmedim :)
O günlerin ülkemde de geleceğini biliyorum. Zaten dünkü yazınıza istinaden yazdığım Sosyal İnsan teması buraya çıkıyor. Dünya biryerlere giderken biz uzak kalamayız. Elimizde olsada olmasa değişime uyacağız. Değişecek ve gelişeceğiz. Medeniyet seviyemiz istesekte istemesekte değişecek, gelişecek. Sanal / Sosyal dünya artık bunu zorunlu kılıyor. Önemli olan gelişirken ne aldığımız ve alacağımız. [www.facebook.com - dünyada ülkem kullanımda 3. sırada bu bir gelişim midir? E-Kitap satışlarında 100. sıralarda. Bu, biz beleş herşeyde gelişiriz demektir :))]

Değişimin, gelişimin biran önce başlaması ve sokakların oyun alanına dönmesi dileği ile.

Please smile for yourself and your city. :))