Şimdilik “doğayı taklit etme” olarak çevirebileceğimiz “biomimicry”, çok taze bir bilim dalı. Konunun tanınmasını sağlayan ise doğabilim üzerine çeşitli kitaplar yazmış olan, Janine Benyus. 1998’de kurduğu Biomimicry Guild, tasarımcıların, mimarların ya da mühendislerin inovatif projeleri için doğaya nasıl bakmaları gerektiğiyle ilgili danışmanlık veriyor. Yaklaşık 2 yıl önce kurduğu Enstitü ise, ilköğretimden üniversiteye kadar her seviyedeki öğrencinin problem çözme yeteneğini geliştirmeyi, “Innovation for Conservation” fonu ile de doğaya dönük tasarımlar yapan kurumların doğanın korunmasına yönelik bir birikimi de desteklemeklerini hedefliyor.
Biomimicry Institute’ün yeni projesi ise AskNature.org. Doğadan esilenebilecek konular hakkında online kütüphane işlevi gören siteden, kelebeklerin kanatlarından ya da yaprak yüzeylerinin su tutmama özelliğinden yola çıkarak geliştirilen Lotusan boyasından, okyanusta yaşayan mavi midyenin karakteristik yapısının Purebond yapıştırıcısına nasıl esin kaynağı olduğunu takip edebilirsiniz.
“Biomimicry” yeni bir kavram olabilir ama yüzyıllardır gezegenimizin çetin koşullarında yaşamlarını devam ettirmiş doğal hayatı ve varlıklarını gerekli dikkati vererek inceleyebilirsek gelecek kuşaklara daha sürdürülebilir bir ortam bırakabilir miyiz?
1 yorum:
Geleceğin bilim dallarından biri olarak görülüyor biyomimetik. İnsanoğlu uğraşıp didinirken bir şeyi unuttu. Allah'ın bize lütfettiği doğadaki mükemmel tasarım her şeyin ilham kaynağı. Ama şimdiye kadar görmezden gelindi. Biz bulduk denildi. Hayır arkadaşlar bulmadınız yaradılanı taklit ettiniz. Elbette doğa kadar kusursuz değil ama O'ndan öğrenebildiğimiz her şey yararlı! Allah'a gönül, doğaya kulak verin.. Tez konum biomimicry idi.:) paylaşım için teşekkürler.
Yorum Gönder