Şehirlerin de büyük birer çiftlik olabileceğini savunanlar, sadece deden kalma bahçesinde üretim yapanlar değil, park ve bahçelerin de elverişli tarım arazisi olduğunu düşünenler, apartmanların çatılarında ya da balkonlarında sebze-meyve yetiştirenler her geçen gün artarak örgütlenmeye devam ediyorlar.
Havana
Mesela Havana’da bunu çok önce başaranların hikayesi “Power of Community” belgeselinde arşivlenmiş oluyor. Ya da Michele Obama’nın Amerikalılara örnek olmak için başlattığı hareketten çok önce Will Allen isimli bir çiftçi kendini gençleri eğitirken ve mahallelerde sürdürülebilir tarım alanları ya da seralar kuruyorken buluyor.
Bir adım öteye geçersek, artan gıda fiyatları ve ekonomik belirsizlik, daha kökten ve kitlesel çözümler alınmasını tetikliyor. Burdan yola çıkarak, Londra’daki çevreci gruplarla birlikte Belediye Başkanı Boris Johnson, 2012 Londra Olimpiyatları’nda servis edilecek 14 milyon öğün için şehir kaynaklarının kullanılmasını teşvik edici kampanyayı başlatıyor. “Feed the Olympics” fikriyle başlayan hareketle daha önce bu amaçla kullanılmamış çatılar ya da mahalle parklarının dahil olduğu yaklaşık 2400 dönümlük ek arazi değerlendirilmiş olacak.
Toyota Genel Müdürlük Çatısı, Japonya
Bu arada, web üzerinden “2030’da gıda” ile ilgili bir forum başlatan İngiltere Sağlık Bakanlığı ile Gıda Enstitüsü, ülkenin tüketim alışkanlıkları, gelecek beklentileri ve sürdürülebilirlik üzerine yorumlarını da toparlamış oluyor. Sadece günü kurtarmak değil, özel sektör, devlet kurumları ve bireyler olarak hepimiz geleceğe dönük planlarımızı iyi yapmalıyız ki animasyon dalında geçen yılın hem Oscar hem de Altın Küre Ödüllerinin sahibi Wall-E gibi bir gelecek bizi beklemesin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder