3 Eylül 2009 Perşembe

Kopenhag Tasarım Haftası – 2

İnternetten de rahatlıkla takip edilebileceği üzere Kopenhag Tasarım Haftası içeriği sağlam seminerleriyle, örnek vaka sunumlarıyla, tasarımcı buluşmalarıyla devam ediyor.



Tasarımın değerini bilen bir şehirde olduğunuzu alelade bir pasajdan geçiyorken aniden Konstantin Grcic 'in çalışmalarıyla karşılaşmanızdan anlayabilirsiniz.

Bouroullec kardeşlerin Danimarkalı Kvadrat için tasarladığı kumaş da çok katlı alışveriş merkezlerinde en sık rastlanan detay.



Bu arada, hem ergonomi açısından hem de düz ayak bir coğrafyaya sahip olmalarından dolayı düşündüğüm çok sık rastlanan bir kare daha var. Çoğu ebeveyn bebeklerini 4 tekerlekli yataklı arabalarda taşıyor. Konfor bu olsa gerek.



Sosyal, çevresel ve ekonomik konuların sürdürülebilirliğe yönelik geliştirilen tasarım çözümleri ShowHow Sergisi’nde bir araya gelirken, öğrenci işlerinden, IDEO’nun insan odaklı tasarım proje örneklerine, suda bile üstüne yazı yazılabilen taş kağıt ScandiRock’tan Kore’nin havayı temizleyen beyaz kömürü Hakutan'a kadar çeşitli detay ile karşılaşabiliyorsunuz.



Tasarıma ve sürdürülebilirliği kafasına takmış Danimarka’nın Kraliyet Ailesi de boş durmuyor. “Yaşamı iyileştirmek için tasarım” mottosuyla Veliaht Prens tarafından 2002 yılında kurulan INDEX kar amacı gütmeyen bir oluşum. 2005’ten bu yana 2 yılda bir düzenlenen tasarım yarışmasının bu yılki adaylarını kapsayan sergi ise şehrin en işlek meydanlarından Kongens Nytorv’ta gezilebiliyor. 28 Ağustos’ta gerçekleşen ödül töreninin ardından 5 kategorinin birincilerinin sergilendiği balonların üzerine etiketler hemen ertesi günü yapıştırılmıştı.



Son günü ayırdığımız mobilya fuarı CODE09’ın düzenlendiği alanın nerdeyse dörtte birini ise yine öğrenci işleri ve Kuzey tasarımının yeni örneklerinden seçilenler oluşturuyordu. Konumuz sürdürülebilirlik olduğundan Kuzey Kutbu’nda turistlere yönelik çevreci klübe ya da 10 saat içinde 1 sandalyeyi nasıl tasarlarsınız işleri aralara serpiştirilmişti.



Ancak, fuarın kahramanı Arne Jacobsen’ın Egg Chair’i idi. Zaten bizim için nazar boncuk ya da Türk kahvesi ne kadar özdeşleşmiş figürler ise tasarımcı ve mimar A. Jacobsen da Danimarka için o konumda.

Hiç yorum yok: