“Flaneur” kelimesi 19. yy.da ünlü Fransız düşünür Charles Baudelaire tarafından tanımlandı. Anlamı da, şehri yaşamak/deneyimlemek için gezen kişi demek. İster züppe ister aylak diyelim Fransız Devrimi’nden sonra ortaya çıkan bu grubun şehir hayatını etkilediği sosyolojik bir gerçek.
İşte bugünün “flaneur”leri de, Urban Sketchers’da yer alan çizerler olsa gerek. Amerika’da yaşayan gazeteci/illüstratör Gabi Campanario tarafından 2007 yılında başlatılan blogda bir sürü ülkeden katılımcı var. Yaşadığı ya da seyahat ettiği şehri gezerken gözüne takılanları resmeden çizerler sanatlarını büyük bir ustalıkla konuşturuyor.
Türkiye’den tek katılımcı, Samantha Zaza. Geçenlerde tanışma fırsatı elde ettiğim Samantha’nın çalışmaları harika! Sohbet sırasında, resmettikleri konusunda diğer çizerlerin “Aa, Türkiye’de Starbucks mı var?” gibi yorumlarda bulunduklarını öğrendim. Hayatında hiç İstanbul'a gelmemiş insanlar, (neredeyse birebir görüntüsüyle) minibüs ve dolmuş ayrımını Samantha aracılığıyla öğrenmiş oluyorlar.
© Samantha Zaza
Sanal dünyanın, sınırları ortadan kaldıran özelliğiyle barındırdığı fırsatlar sınırsız. Tasarım, kültür alışverişi, deneyim, paylaşım, işbirliği... İster pazarlama ister sanat hangi yönden bakarsanız bakın, projeleri bu bakış açısıyla değerlendirmekte fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder